Ağır bir çöküş yaşıyoruz her şey elinizde kalıyor
İstanbul Büyükşehir Belediye ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara’da gazete, televizyon ve ajansların temsilcileriyle bir araya geldi. İmamoğlu Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu işaret ederek, “Ağır bir çürüme, ağır bir çöküş yaşıyoruz. ‘Nerede bu devlet’ diye sormak istiyorum” dedi.
İmamoğlu şunları söyledi: “Gasp, cinayet, tecavüz suçluları salıverilip aynı suçları tekrar işlerken, mafya ve çeteler fütursuzlaşırken ‘Nerede bu devlet’ demek istiyorum. Bebeklerin canına kastedilirken ‘Nerede bu devlet’ diye sormak istiyorum. Gasp, cinayet, tecavüz suçluları salıverilip aynı suçları tekrar işlerken ‘Nerede bu devlet’ demek istiyorum. Sağlık sistemi, eğitim, vergi adaleti, hukuk ve hürriyet… İşte biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, legal hayatlarımızı hayatın her alanındaki illegal yapılara teslim etmemek, bu konuda güçlü bir toplum var etmek zorundayız. Bu mücadelede koruyucu güç, sağlıklı bir devlet yapısıdır. Ağır bir çürüme, ağır bir çöküş yaşıyoruz. Nereye el atsanız elinizde kalıyor. Yenidoğan bebeklerin yaşam hakkı, alçakların para hırsıyla elinden alınıyor ve gerçekten artık yüzümüz gülmüyor, suratımız asık bir biçimde birbirimize bakar durumdayız.”
İSTANBUL 20 MİLYON
İmamoğlu, İstanbul’da nüfusun 16 milyon değil, 20 milyon olduğunu; bunu su tüketiminden de anlaşıldığını belirtti. Belediyenin, sığınmacı meselesinin hiçbir
sayfasına dahil edilmemesini “Olacak iş değil. Yani bu çok komik bir durum” diye niteleyen İmamoğlu, kendilerinin bu konuda muhatap alınmadıklarını anlattı. Ülkenin bu hale gelmesinde “liyakatsizliğin” etkili olduğunu, eş, dost, akrabayla Devleti yönetilemeyeceğini belirten İmamoğlu, şunları söyledi:
“Devlet yönetimini milletin iyi yetişmiş evlatlarına teslim ederseniz bu milletin sırtı yere gelmez. Tam aksine kaçan trenler değil, trenlerin ön kompartmanına geçen bir millet haline dönüşürüz. Bu aşamadan itibaren tabii ki erken seçimin koşulları vesaire bekliyoruz, beklemiyoruz. Bu tarafına girmek istemiyorum ama şu tarafı söylemek istiyorum: Bugün itibariyle bu seçimi kazanacak bir iktidar önümüzde yoktur. Bu seçimi kaybederse bir tek muhalefet olarak biz kaybederiz.”
İmamoğlu, aralarında SÖZCÜ Medya Grubu Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’ün de bulunduğu gazetecilerle bir araya geldi.
ALLAH’A HAVALE EDİYORUM
Fethullah Gülen’in örgütsel yapısının Türkiye’nin bir dönemine kara leke olarak işlendiğini kaydeden İmamoğlu, Gülen’le ilgili şunları söyledi:
“O yapının başındaki insanı, vefatından sonra Allah’a havale ediyorum. Allah bildiği gibi yapsın derim. Ülkemize çok büyük bir travma yaşatılmıştır. Ama şu kaygımı dile getirmek isterim. Başka örgütlerin, oluşumların üreme ve türeme kapasitesi vardır. Ülkenin kurumlarına sızan, güzel dinimizi ve inancımızı alet ederek mekanizmalar oluşturan yapılar vardır. Bunların karşısında hala susanlar vardır. Yani bu memleket hukukun üstünlüğü, kurallar ve kurumlar
ülkesi olmayı başaramayacak mı? İnsanını yaşat, devlet yaşasın. Bu bizim ruhumuzda var, hücremizde var. İnsanını koru, çocuğunu koru, bebeğini koru. Bakın nereye düştü mesele? Bebeğini koruya kadar düştü. Bırak cemaati şunu bunu bırak. O bakımdan ben açıkçası yeni tehditleri daha çok önemserim. “
YARGISAL TACİZE UĞRADIM
İstinafta bulunan davasının adil ve objektif bir biçimde sonuçlanmasını dileyen İmamoğlu, bunun ilk dereceli mahkemede gerçekleşmediğini, hakimin görevden alındığını anlattı. İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz, HSK’ya başvurup hakimin ifadesinin alınmasını istiyoruz. Ancak, HSK bunu reddetti. Hakime ‘Ne yaşadın Sayın hakim?’ diye sorulmalıydı. Ben ciddi bir yargısal tacize uğradığımı düşünüyorum. 2019 yılından beri bu konunun gündemde tutulması yaşandığı ortamdan yaklaşık bir yıl, bir buçuk yıl sonra bir soruşturmaya daha doğrusu bir yargıya sevk edilmesi komik bir durum. Bunu bazen yurt dışında soranlar oluyor, vallahi nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Utanıyorum ve anlatamıyorum. Ben yargıçlara güvenmek istiyorum ve istinafta bu işin artık sonlanarak gündemden çıkmasını istiyorum.
MAAŞ ÖDEYEMEYECEK DURUMDA
Değişik bakanlardan randevu istemesine rağmen sadece Çevre ve Maliye Bakanlarıyla görüşebildiğini, belediyelerin içinde bulunduğu sıkıntıları anlattığını kaydeden İmamoğlu, bu konuda yürütülecek çalışmayı şöyle açıkladı:
“Yerel yönetimlerin ekonomik sıkıntıları, gelirlerin arttırılması yönünden talebimiz oldu. Her şeyin belediyeden istendiği ortamda belediyelerin güçlenmesi lazım. Borçların tahsil edilme sistemini doğru dürüst bir yönteme evirmemiz ve gelirlerini arttıran bir mekanizmanın kurulması lazım. Bu aynı zamanda yerelleşme ve demokratikleşme anlamında da önemli bir konu. Genel ekonomi konulara girmeyeceğim, gerçekten her gün zaten konuştuğumuz şeyler. Bugün bir çok belediye maaş ödemekte bile zorlanır durumdadır.
CUMHURBAŞKANI ADAYI MISINIZ?
Bir dahaki seçimde Cumhurbaşkanı adayı olup olmadığına ilişkin sorunun, “Aday mısınız?’ boyutunun kirlendiğini, her gün yazılan çizilen bir pozisyona evrilmesinin kendilerini yorduğunu belirten İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Biz zaten yola çıkmış durumdayız. Bakın, ben bu kadar cümleyi, bu kadar net kuruyorum ki bu sisteme karşıyız. Yeni bir demokratik düzeni kurma konusunda kararlıyız. Yeni, güçlü, demokratik bir halkçılık, dayanışmacı bir ülke, kapsayıcı, kutuplaştırmayan bir toplum var etme duygusu, sıçrayarak kalkınan bir ülke, her şehre, her beldeye vizyon koyabilen bir ülke var etmek istiyoruz. Bakın bu yolun yol arkadaşı olmak, yolcusu olmak, öncüsü olmak, her konumda mücadele eden birisiyim ben. 2023 seçimlerini kaybettiğimiz günün bir gün sonrasında bir hedef ortaya koyan birisiyim. Bu bağlamda bunun bir adaylıkla tarif edilecek bir pozisyonu yok. Günü geldiğinde adaylara da milletimiz karar verecek. Yani, bir kısım elitlerin ya da birkaç kişinin yön vereceği ya da şekil vereceği bir biçim değildir. Kaldı ki benim sonuçta bir partim var. Partimin alacağı karar var. Onun karar mekanizmaları var, bunlar işleyecek. Cumhurbaşkanına da millet karar verecek. Bu alanda biz bu yolun doğru bir doğrultuda çizilmesi gayreti içerisinde olan bir anlayışa sahibim. Ve bunu da sonuna kadar temsil edeceğim.”
BİZ TAKIM ARKADAŞIYIZ
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın başarısıyla da gurur ve onur duyduğunu anlatan İmamoğlu şunları söyledi:
“Büyükşehir belediye başkanlarımızla muazzam bir dayanışma ağı oluşturduk. Bu bağlamda sanki bu bir yarışmış veya bir şeymiş gibi algılanmasına çok üzülüyorum, böyle bir durumumuz yok. Bir başka konu, ben bu mevki işine hiç sıcak değilim, daha doğrusu pozisyon meselesine. Biz takım arkadaşıyız, yol arkadaşıyız. Bu işin sağ açığı, sol açığı olmaz. Yol arkadaşlığı müessesesi benim için önemlidir. Bunu ben genel başkanımla da paylaştım. Günü geldiğinde hem partimizin kurulları hem de milletimiz en doğru kararı verecektir.”
Bir tokalaşmaya yorum yapılmaz
‘’Yeni bir çözüm süreciyle’’ ilgili bir soru üzerine de İmamoğlu, şöyle konuştu: “Kürt meselesi önemli bir meseledir. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına kalmadan çözmeliydik. Ne yazık ki çözemedik. Meclis’teki bir el sıkışmasından yorum yapılamaz. Aslında şimdiye kadar neden el sıkışmadıkları sorulmalıdır veya daha önce el sıkışanlara neden vatan haini dendi bunlar sorulmalıdır. Etnik ayrım yapmadan eşit vatandaş, eşit birey kavramı daha önemlidir. Milletin Meclis’i oradadır. Bu bir seçim stratejisi ise bunu bize getirmesinler. Boşuna hapis yatanlar var. Aslında bazı sorunlar bir hafta içinde çözülebilir. Güzel şeyler yapılırsa alkışlanır, ekonomi düzelirse alkışlarım.”